
Karbon Ayak İzi Raporu
Kurumsal ya da bireysel faaliyetler sonucu atmosfere salınan sera gazlarının CO2 cinsinden eşdeğerlerinin ifade edilmesi Karbon Ayak İzi olarak tanımlanmaktadır. İklim değişikliğinin en büyük nedenlerinden biri olan sera gazlarının takibi ve azaltılması son derece önemlidir. İnsan faaliyetleri sonucunda oluşan karbon ayak izini iki başlıkta inceleyebiliriz.
- Doğrudan Emisyonlar: Faaliyetin sahip olduğu veya doğrudan kontrol ettiği kaynaklardan meydana gelen sera gazı emisyonlarıdır. Faaliyetin sahip olduğu buhar kazanında kullanılan doğalgaz kaynaklı emisyonlar ve araçlardan kaynaklanan egzoz emisyonları doğrudan emisyonlara örnek olarak verilebilir.
- Dolaylı Emisyonlar : Başka bir kuruluşun sahip olduğu veya kontrol ettiği kaynaklardan meydana gelen sera gazı emisyonlarıdır. Faaliyetin tükettiği elektrik enerjisinden kaynaklı emisyonlar ve faaliyete hizmet veren lojistik firma araçlarının egzoz emisyonları dolaylı emisyonlara örnektir.
Faaliyetlerin Kurumsal Karbon Ayak İzi çalışmaları ISO 14064-1 (Uluslararası Standartlar Teşkilatı 14064-1) ve GHG (Sera Gazları Protokolü) tarafından sınıflandırılan “kapsamlar” dahilinde yapılır. İlgili standartlar çerçevesinde yapılan hesaplama ve raporlamalar, talep edilmesi durumunda ya da zorunluluklar nedeniyle bağımsız kuruluşlar tarafından ayrıca doğrulama işlemine de tabi tutulabilmektedir.
Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan ve 2016 yılında yürürlüğe giren bir anlaşmadır. Paris İklim Anlaşması 6 Ekim 2021 tarihinde TBMM tarafından resmen kabul edilmiştir.
Net Sıfır Hedefi (Net Zero Target), 2016 yılında yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması ile gündeme gelmiştir. Söz konusu anlaşma ile dünyanın ortalama sıcaklığındaki artışın, sanayi devrimi öncesindeki döneme kıyasla 1,5 0C’ de tutulması amaçlanmaktadır. Sıcaklık artışını 1,5 0C ile sınırlı tutmak için de sera gazı salınımını 2030 yılına kadar %45 azaltmak, 2050 yılına kadar ise Net Sıfır Hedefi’ ne ulaşmak gerekmektedir.
Avrupa Yeşil Mutabakat, Avrupa Birliği tarafından 11 Aralık 2019 tarihinde açıklanan ve 2050 yılında iklim-nötr ilk kıta olma hedefini ortaya koyan bir mutabakattır. Bu mutabakat, sadece AB üye ülkeleri için değil, AB ile siyasal, ekonomik ve coğrafi açıdan ilişkisi bulunan tüm ülkeler açısından büyük önem arz etmektedir.
14 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan Fit For 55 Paketi ile 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını 1990 yılı seviyelerine göre %55 oranda azaltılması hedeflenmektedir.
Paketin en önemli unsurlarından biri de “Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKDM/CBAM)” dir. Sınırda Karbon Düzenlemesi; AB sınırları dahilinde ticari malların üretimi esnasında oluşan karbon maliyetine eşdeğer bir maliyetin, AB ülkelerine ithal edilen mallara da uygulanmasına dair bir sistemdir.
1 Ekim 2023 tarihi itibari ile demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen ürünlerinin dahil olacağı sistem, 2023-2026 yıllarını bir geçiş dönemi olarak adlandırmaktadır. 1 Ocak 2026 tarihine kadar olan geçiş döneminde, AB’ ye ithal edilen söz konusu ürünlerin üretimi aşamasında salınan karbon emisyonları ile üretim süreçlerinde kullanılan elektriğin üretiminden kaynaklı dolaylı emisyonların raporlaması yapılmalıdır. 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren ise AB’ de yetkilendirilmiş ithalatçılar tarafından ithal ettikleri ürünler için CBAM Sertikası alınması gerekmektedir.
Matek Çevre olarak kurumsal faaliyetleriniz sonucu oluşan sera gazı emisyonlarınızın CO2 cinsinden eşdeğerlerini hesaplayıp ISO 14064-1 ‘e göre raporlayarak Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Raporlama sürecini gerçekleştirmekteyiz.